Bir rüya için Ağıt Hubert selby Jr.'ın yeraltı edebiyatı eserinden uyarlanmış bir dram filmdir.(imdb:8.4)hem izleyicilerin beklentileri açısından hem de konu itibariyle ismi mükemmel seçilmiş olan gerçek bir requiem for a dream..izleyiciler filme fight club vari bir aşk beklerken kesinlikle pinin ağır ve boğuk havasını taşıyan en azından bir süre tekrar seyretmenin göze alınamayacağı hatta müziklerini duyduğunuzda bile tüylerinizin diken diken olmasına sebep veren ve o havayı hissettirebilmekte çok başarılı olduğu için gerçekten de dizginlenemiyen bir sevgi yaratan, kolay kolay akıllardan çıkmayan film olarak tanımlanabilir.Filmin Konusu :Darren Aronofsky’nin kendine has görselliğiyle bağımlılığı anlatığı bir sinema şaheseridir.Çeşitli uyuşturucu maddeler peşinde hayatları mahvolan gençleri, yaşlılığın ve yalnızlığın verdiği bunalımla televizyonun esiri olan bir kadını konu edinir. Aslında “Bir Rüya İçin Ağıt” sadece bağımlılıkların insan hayatını ne denli etkilediğini göstermeye çalışır. Uyuşturucu, medya, televizyon, yemek, anne sevgisi gibi insanın farkında olmadan bağımlısı olduğu şeylerin…Filmin Fragmanı:http://www.youtube.com/watch?v=jzk-lmU4KZ4Tabiii herşeyden önce muhteşem müzikleri soundtrackleri olduğunu eklemeden geçemeyeceğim:http://www.youtube.com/watch?v=i5Kwf_nNmGI
Hayatı toz pembe yaşıyorum sanma her renk bir gün siyahlaşır.' Başta uyuşturucu olmak üzere bütün bağımlılıklar kötüdür.Bu filmde her ne kadar uyuşturucuyu ön plana çıkarsada bütün kötü alışkanlıklar üzerine kurulu bir film.süper bir fil tüm ergenlere izletilmeli okullarda da izletilmeli bence çok ders çıkarılacak şeyler var filmde
KONU ON NUMARA DERS VERİCİ VE GERÇEK BİR KONU GENÇLER BU TÜR FİLMLERİ İZLEYİP GERÇEKLİK PAYINI SORGULAMALI VE ASLA BU YOLA GİRMEMELERİ GERKETİĞİNİ ANLAMALI ZAMANIMZDA BU TÜR FİLMLERE AMA GERÇEKTEN GÜZEL YAPITLARA İHTİYAÇ VAR
İlk başlarda, sıradan film güzel gidiyor ama öyle yorumlarda anlatıldığı gibi uğruna hayran olunabilecek cinsten değil. Ya diyorum tamam film eh işte akıcı da niye bu kadar güzel yorum var, ilerledikçe film fark etmeden içine çekiyor. Ondan sonra ekrana böyle tiksinç bi şekilde bakmaya başlıyosun. Hele biraz daha geçince artık iyice ekrana kilitlenmiş şekilde izlerken buluyorsun kendini ve film bildiğin ciddi ciddi tribe sokuyor. En iyi film listemde 5'e aldım. Kesinlikle izlenmesi gerekiyormuş, nerden nereye..
Darren Aronofsky yönetmenliğini üstlendiği 2000 yılında yapımı biten izlemeye değer bir film… Sara Goldfarb, televizyon bağımlısı kocası ölmüş dul bir kadındır. Oğlu Harry ise güzel kız arkadaşı Marion ve uyuşturucu dağıtıcısı olan Tyrone’la arkadaşlık yapan kötü madde bağımlısı bir gençtir. Sara, bir televizyon programına çıkmaya hak kazanır bundan dolayı oldukça heyecanlıdır. Ödüllü bir şov programı olan bu tv programı kırmızı elbisenin üzerine olabilmesi için kilo vermek zorundadırve bunun için hummalı bir çalışmaya girer ve diyet ilaçları kullanmaya başlar. Öte taraftan Harry ve arkadaşları, hiç durmadan eroin ve kokain kullanımına devam eder. Bu kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklar belirli bir zaman sonra bu aileyi feleket bir uçurumun kenarına sürer….
muazzam bir film.aronofsky tek atimlik tufek olmadiginig gosterdigi gibi, "verin adam gibi butce bakin nasi film yapiyorum" diyerek bizi kendimizden gecirdi.tarzini oturtmus, stilini bulmus, hatta buldugu stille bence kral olmus olay olmus bi insandir kendisi.ve film supperdir, sahanedir.atlan devedir.son zamanlarda izledigim en sarsici en kral eserdir.butun film boyunca misi hisirdatip ekiri kukuru konusan amerikalilarin bile mih gibi oturup izledigi bir filmdir.hele film bittikten sonra tuyler urpertici bi sessizlik olmustur ki alkislayasim halay cekesim gelmistir. kamera numaralari, takip, anlatim, konu, supper sahane ve akillara gelebilecek nice ovgu sifatini hakediyo. hatun da ayri sahane bu arada filmdeki belirteyim.